Akdenizin
dalgalarını hırçınca vurmaya başladığı bir mevsimde, ve halen geçmişin
izlerinin kaybolmadığı bir dönemde
Kıbrıs'ın Mağusa kasabasında
doğmuşum, diye başlayan cümleler olunca ya bu adam ne anlatmaya çalışıyor
diyebilirsiniz, çok normal bir tepki sizinkisi, hadi canım hiç böyle bir özgeçmiş
olurmu ? demeyin, neden olmasın,
herşeyin kalıplara büründüğü günümüzde, kalıplardan uzaklaşmak doğru
bir davranış tarzı benim için. Burada size, resim’e bakışımı
anlatmak veya sanat hakkında nutuklar atmak ta istemiyorum, sadece benim
için Resim neyi ifade ediyor ,bu
konuda yazacaklarım sanırım, hangi yıl nerede sergi açtığımdan veya aldığım
ödüllerden bahsetmekten daha iyi olacaktır.
Öncelikle
kendimi bir sanatçı olarak görmediğimi belirtmek istiyorum, Resmi, veya çizme
işini, yaşamı yorumlamak, ve algıladığım ölçüde, insanı, evreni, ve
doğayı , kısacası herşeyi yorumladığım ölçüde anlatmak için
yapıyorum. Ve herhangi bir sanatsal kaygının yanında herhangi bir teknik
kaygı da yaşamadığımı belirtmede yarar görüyorum,
yaklaşık 20 yıldır bu sürecin
içersindeyim, çizmeden önce, vizörün arkasından baktım ve algılamaya çalıştım
çevremde olan biteni, Yaşantım boyunca hangi nedenden dolayı olursa olsun,
yaptığım çalışmaları abartısız paylaşmayı tercih ettim. İnsanlar
vardır konuşarak anlatırlar düşüncelerini, insanlar vardır şiirin
dilini kullanırlar anlatılarında, insanlar vardır çizerler, dünyayı
algılarken , ben kendimi bu sınıfa yani çizenler sınıfına koyuyorum, ve
ekliyorum yineliyorum, bir sanatçı değilim, sakın sizler de bu sayfaları
gezerken öyle bir yanılgıya kapılmayın, benim çizgiyle yaptığımı
köydeki çiftçi memet tarlasında, tamirci nuri usta tamirhanesinde, ayşe hanım
mutfağında yapıyor zaten, onlar ne kadar yaşamın içersinde iddiasız yaşıyorlarsa
ben de o kadar yaşıyorum. Tabi söylemlerimi siyasi bir platform da da söyleme
ihtiyacını hissetiğim anlar çok oldu ve bunları da sözlerimde
esirgemeden söylemekte yarar görüyorum, özellikle resimlerimin temel teması
olan barış ve özelde de Kıbrıs'ta barışı her fırsatta çizginin diliyle
vurgulamaya devam ediyorum, belki yaşanmışlıkların etkisi, belki bölünmüşlüğün
ve parçalanmışlığın etkisiyle , yaşantım boyunca hep bir yanımın eksik
olduğunu hissettim ve 20 li yaşları aştıktan sonra bu bir yanımın Kıbrıs
olduğunu benliğimle bilinçli bir şekilde farkettim, çizgimle artık o eksik
kalan yarımı tamamlamaya çalışıyorum, her ne kadar soyutta da kalsa o bir
yanım , tüm eksiklikleriyle tamamlanacaktır. Adayı terketme sürecini
bireysel olarak yaşarken, bunun bir bireysellik olmadığını toplumsal bir kaçış
olduğunu ve bunun nedeninin de yüzyıllar boyunca birlikte yaşayan ada
halklarının son elli yılda birileri tarafından oluşturulmaya çalışılan
zıtlıkların farketirilmesi çalışmasının şekillendiğini farketmek sanırım
bir gereklilikti benim için, Akdeniz kültürlerinin sıcaklığında yeşeren
bir sperm'in ürünü olarak, genlerimde taşıdığım barış çığırtkanlığını
resimlerime de yansıttığıma inanıyorum
Çok
fazla uzatıp saçmalamak ta istemiyorum, tüm samimiyetimle BARIŞ'a olan inancımı
vurgularken söylemek istediklerimi resimlerimde daha iyi anlıyacağınızı
umuyorum
HOŞGELDİNİZ
Agi